Türkçe 70 Kuralı Lisede Var Mı ?

Sevval

New member
Türkçe 70 Kuralı Lisede Var Mı?

Herkesin eğitim hayatında karşılaştığı bazı kurallar vardır. Kimileri bu kuralları sadece sistemin bir parçası olarak kabul ederken, kimileri de “neden?” sorusunun peşinden koşar. İşte bu yazıda, Türkçe dersinin temel kuralı olarak bilinen ve bazen bir tür efsaneleşmiş "70 Kuralı" üzerine konuşacağız. Bu kural gerçekten de Türkçe eğitiminde bir dönüm noktası mı, yoksa sadece bir şehir efsanesinden mi ibaret?

Başka bir deyişle, lisedeki Türkçe derslerinde gerçekten de böyle bir kural var mı? İnanın, bunun hakkında yapılan tartışmalar oldukça renkli. Ancak bu konuda daha derin bir bakış açısına sahip olabilmek için, biraz veriler ve hikâyelerle konuyu incelemek faydalı olacaktır.

70 Kuralı Gerçekten Nedir?

Türkçe derslerinde, özellikle yazılı anlatımda, anlatıcıların dil bilgisi, anlatım bozuklukları ve dilin incelikleri konusunda dikkat etmeleri gereken belli başlı kurallar bulunmaktadır. Bu kurallar bazen “70 Kuralı” olarak anılmaya başlanır. Ancak çoğu zaman bu kurallar, her öğrencinin başta zorlandığı, zamanla alışıp ustalaştığı kurallar olmuştur. Peki, bu kuralların kimisi öğrencilere sıkıcı gelirken, kimisi neden bu kadar önemli?

Lise düzeyindeki Türkçe derslerinde sıklıkla karşılaşılan kural seti, temelde dilin doğru ve etkili kullanılmasını amaçlar. Örneğin, noktalama işaretlerinin doğru kullanımı, özne ve yüklem uyumu, anlam kaymalarının önlenmesi, bağlaç ve bağlaçsız kelimelerin kullanımındaki incelikler gibi. Tüm bu kurallar zamanla 70’e kadar sayılmaya başlanmıştır. Ancak gerçekte, bu kuralların sayısının 70’e tam olarak ulaşması pek mümkün değildir.

Efsane Mi, Gerçek Mi?

Birçok öğrenci Türkçe derslerinde ilk kez bu "70 Kuralı"na dair bir şeyler duyduğunda bunun sadece bir efsane olduğunu düşünür. Ancak, öğretmenler ve eğitimciler bu tür "kurallar"ın aslında Türkçenin temellerini oluşturduğuna inanırlar. Veriler gösteriyor ki, dilin doğru kullanılmasında kuralların önemi büyüktür. Örneğin, yapılan araştırmalara göre, Türkçeyi doğru kullanan bireylerin, dil bilgisi ve yazılı anlatım becerilerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Peki, bu kurallar sadece birer sayıdan ibaret mi, yoksa gerçekten de Türkçe dersinin bel kemiğini mi oluşturuyorlar? 70 kuralının sayısı, belki abartı olabilir, ama temel dil bilgisi kuralları o kadar çeşitlidir ki, öğrencilerin doğru bir anlatım yapabilmesi için sürekli bir denetimden geçmeleri gerekir. Bu kurallar, yazılı anlatımda özen gösterilmesi gereken temel noktaları kapsar: imla, noktalama, anlam bütünlüğü ve dilin akıcılığı gibi.

Erkekler ve Kadınlar Farklı mı Düşünüyor?

Türkçe derslerindeki kurallar ve dil bilgisi, yalnızca kuralları öğrenmekten daha fazlasıdır. Bir dildeki kurallara nasıl yaklaşıldığı, bireylerin toplumsal cinsiyet rollerine göre de değişebilir. Erkekler genellikle dilin pratik ve sonuç odaklı yönlerine ilgi gösterirler. Örneğin, dilin düzgün kullanılmasının, daha etkili iletişim kurmalarını sağlayacağını düşünebilirler. Bu yaklaşım, sınavlarda başarılı olmak ve doğru cevapları bulmak adına dil bilgisi kurallarının katı bir şekilde öğrenilmesini gerektirir.

Kadınlar ise, dilin topluluk odaklı yönlerine daha çok ilgi gösterirler. Türkçe dersine yaklaşırken, anlamın derinliğine, dilin estetik yönlerine ve başkalarıyla empati kurmanın gücüne odaklanabilirler. Bu bağlamda, kadınlar dil bilgisi kurallarına daha duygusal bir bakış açısıyla yaklaşabilirler. Yani, bir yazının sadece kurallara uygun olması yetmez; yazının duygusal bir bağlamda da güçlü olmasına dikkat edilebilir. Bu noktada, dil bilgisi kuralları bir araç değil, bir ifade biçimi olarak görülür.

Gerçek Dünya Örnekleri: Bir Öğrencinin Hikâyesi

Mesela, Ahmet isimli bir öğrencinin hikâyesi üzerinde duralım. Ahmet, Türkçe dersinde başarılı olmayı başarmış bir öğrenci. Ancak, 70 kuralını öğrenmeye başladığında gerçekten zorluklar yaşamış. İlk başlarda, anlatım bozuklukları, yanlış noktalama işaretleri ve özne yüklem uyumsuzlukları Ahmet’i zorlamış. Fakat Ahmet, dilin inceliklerini öğrenmek ve doğru şekilde kullanmak için gayret etmiş. Türkçe öğretmeni, Ahmet’in yazılı çalışmaları üzerine sıkça yorum yaparak, dil bilgisi hatalarını düzeltti.

Zamanla, Ahmet dil bilgisi kurallarını o kadar içselleştirdi ki, yazılı anlatımında kurallar artık ikinci bir doğa gibi gelmeye başladı. Ahmet, dilin gücünü ve doğru kullanmanın önemini kavrayarak, aynı zamanda kendisini de daha iyi ifade etmeye başladı. Hatta Türkçe dersinin onun hayatında bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz.

Tartışmaya Açık Sorular

Peki, 70 kuralı gerçekten bu kadar önemli mi? Dil bilgisi kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalmak, dilin özgürlüğünü kısıtlar mı? Kadınlar ve erkekler arasında dil kullanımı konusunda farklar var mı? Bu kuralları öğrenmek ne kadar anlamlı? Forumda bu konuda neler düşünüyorsunuz? Belki de birçoğumuz farklı bir bakış açısına sahip olabiliriz. Kendi deneyimlerinizi ve fikirlerinizi bizimle paylaşın!