Sardunya çok su ister mi ?

Sevval

New member
Sardunya Çok Su İster mi? Bir Hikâyeyle Anlatmak

Sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle küçük ama anlamlı bir konuyu paylaşmak istedim. Bazen gündelik hayatın karmaşasında, bir bitkinin susuz kalması ya da fazla sulanması bile insanın ruhunu etkileyebilir. “Sardunya çok su ister mi?” sorusu da bana öyle geldi. Hadi sizi bir hikâyeye götüreyim; belki hem gülersiniz hem de bitkilerin dünyasına biraz daha yakından bakarsınız.

---

Bahçenin Yeni Misafiri

Ali, şehir hayatının koşuşturmasından bıkmış, kendi küçük bahçesinde huzur bulmak isteyen bir adamdı. Bahçesine sardunya dikmeye karar verdiğinde kafasında planlar vardı: “Düzenli sulanacak, bol güneş alacak, hızlı büyüyecek. Hepsi bu kadar.” Ona göre mesele netti; yeter ki sulayalım, büyüsün.

Ama eşi Meryem olaya farklı bir açıdan bakıyordu. Onun için sardunya sadece bir bitki değildi; evin neşesi, balkondaki renklerin dili, küçük mutlulukların habercisiydi. “Sardunya susuz kalırsa üzülür, fazla suyla boğulursa mutsuz olur,” diyordu. Onun gözünde, sulama işi matematikten çok bir iletişim, bir empati meselesiydi.

---

Strateji ve Empati Arasında

Ali sulama işini stratejik olarak planladı. Haftada üç gün, sabah erken saatlerde, belirli ölçülerde su vermeyi düşündü. “Bitkilerin fazla su istemesi değil, doğru sulama ile büyümesi önemli,” diyordu kendi kendine. Her şey ölçü, hesap, plan meselesiydi.

Meryem ise bitkilerin ruh halini, yapraklarının hareketini, çiçeklerinin açışını takip ediyordu. Bir gün yapraklar hafifçe solmuş, renkler biraz donuk görünmüşse hemen toprağın nemini kontrol ediyor, gerekirse ek su veriyordu. Ona göre bitkiyi anlamak, ona değer vermekle ilgiliydi; rakamlarla değil, gözle görülür küçük işaretlerle.

---

İlk Deneme

Ali, ilk sulamayı yaptı. Tam ölçüsünde, tam zamanında. Sardunya bir süre sonra ne olmuş gibi duruyordu; sanki biraz daha canlı, ama biraz da donuktu. Ali şaşırdı: “Planıma göre her şey doğru, neden böyle oluyor?”

Meryem ise balkona yaklaşıp yapraklara dokundu, çiçeklerin renklerini inceledi ve hafifçe toprağa bastırdı. “Toprak biraz kurumuş, biraz daha su verelim,” dedi ve suladı. Birkaç gün içinde sardunya, yapraklarını dikleştirdi, çiçekleri daha parlak açtı.

Ali anladı ki bazen çözüm odaklı yaklaşmak yeterli olmayabiliyordu; bitki de bir canlı, onun kendi ritmi ve ihtiyaçları vardı.

---

Komşuların Yorumları

Bahçedeki komşular durumu fark etti ve kendi önerilerini sundu:

Hasan Amca: “Sardunya çok su istemez, toprağı nemli tutmak yeter.”

Ayşe Teyze: “Ama güneşli günlerde biraz daha su ister, hele ki çiçek açıyorsa susuz bırakmak olmaz.”

Ali ve Meryem tartışmayı izlerken fark ettiler ki mesele sadece sulama değil, gözlem ve deneyimle öğrenmekti. Her bitki biraz farklıydı, her balkon biraz farklıydı, her mevsim değişiklik gösteriyordu.

---

Gece Gelen Aydınlanma

O gece Ali uzun uzun düşündü. Hesap kitap adamı olarak her şeyi ölçmüş, planlamıştı ama bitkinin kendi ritmini göz ardı etmişti. Meryem’in yaklaşımı ise ona farklı bir bakış açısı kazandırdı: “Strateji iyidir, ama empati ve gözlem daha da önemli.”

Sabah olduğunda kararını açıkladı: “Sardunyaları düzenli sulayacağız ama sadece ölçüye bakmayacağız. Yapraklara, çiçeklere bakacağız, onlara soracağız ne istediklerini.” Meryem’in gözleri parladı. “İşte şimdi onları gerçekten anlıyoruz,” dedi.

---

Sardunya Çok Su İster mi?

Hikâyenin sonunda şunu söyleyebiliriz: Sardunya çok su istemez, ama ihtiyacı kadar suya ihtiyaç duyar. Erkekler genellikle çözüm odaklı, belirli ölçüler ve stratejilerle yaklaşır; kadınlar ise empatik, ilişkisel ve gözleme dayalı bir yaklaşımla bitkilerin ihtiyaçlarını hisseder. İşte bu yüzden sulama işinde ikisinin birleşimi mükemmel sonucu getirir: doğru miktarda su, doğru zamanda ve bitkinin ruhuna uygun bir şekilde.

---

Söz Sizde Forumdaşlar

Ben bu hikâyeyi paylaşmak istedim çünkü pek çoğumuzun evinde sardunya, menekşe ya da başka bir çiçek vardır. Ama bazen susuz kalır, bazen fazla sulanır. Sizce ideal sulama yöntemi ne olmalı? Planlı mı, yoksa gözlem ve empatiyle mi yaklaşmak daha doğru? Hadi tartışalım, belki birlikte yeni yöntemler keşfederiz.