Pasif öğrenci tecil bozulur mu ?

Sevval

New member
Pasif Öğrenci Tecil Bozulur Mu? Bir Hikaye Üzerinden İrdeleme

Merhaba forumdaşlar,

Bugün sizlere, aslında birçoğumuzun zaman zaman düşündüğü, ancak yeterince sorgulamadığı bir konudan bahsetmek istiyorum. Bu konu, "Pasif öğrenci tecil bozulur mu?" meselesi. Ancak size klasik bir hukuki açıklama yapmaktan ziyade, bu meseleyi bir hikaye üzerinden anlatmayı tercih ediyorum. Çünkü bazen en karmaşık ve soyut konular, bir hikayede şekil bulduğunda daha anlaşılır ve içten gelir.

Gelin, birer karaktere bürünelim ve konuya farklı bakış açılarıyla yaklaşalım.

---

Hikayemizin Başlangıcı: Aylin ve Emre’nin Düşünceleri

Aylin, İstanbul’daki üniversitesinin ikinci yılında olan bir öğrenci. Eğitimi için tüm ailesinin desteklerini almış, ancak kişisel hayatı ve geleceği konusunda kafa karışıklığına düşmüş bir genç kadın. Aylin, sakin ve duygusal bir insan. Çevresiyle ilişkilerinde empatik ve hep diğerlerinin hislerini önemseyen bir yapısı var.

Emre ise tam tersi bir karakter. Kendisini daha çok stratejik bir bakış açısıyla tanımlar. Her adımını planlar, her hareketi hesaplıdır. Üniversiteyi bitirip iş dünyasında sağlam bir yer edinmek için tüm yolları düşünür. Emre’nin hayatında tek bir hedef vardır: başarı ve bu başarıya giden yolu matematiksel bir hassasiyetle takip etmek. Bir gün Aylin, bir kafede Emre’yle karşılaştığında bu iki farklı dünya, farklı bakış açılarıyla bir araya gelir.

Aylin biraz gergin bir şekilde Emre’ye dönüp sorar:

- “Emre, sen de biliyorsun değil mi? Eğer pasif öğrenci olarak kaydımı sürdürürsem tecilim bozulur. Ama tam olarak nasıl bir durum, nasıl bir risk var, hiç bilmiyorum.”

Emre kısa bir sessizlikten sonra, sakin ama keskin bir şekilde yanıtlar:

- “Aylin, doğru söylüyorsun. Pasif öğrenci olursan, devlet senin okulda aktif olduğunu kabul etmez. Yani askerlik için bir nevi geçici olarak ertelenmiş oluyorsun ama bu durumun bozulması, sonrasında hem senin hem de ailenin geleceği için karmaşık olabilir. Eğer bir şekilde okuldan kaydını sildirirsen, tecil bozulur ve askere gitmek zorunda kalırsın.”

Aylin’in gözleri endişeyle büyür. Bu kadar basit değil miydi? Peki ya bu durumla nasıl baş edecekti? İşte bu noktada, Aylin’in duygusal yaklaşımı ve Emre’nin analitik bakış açısı arasındaki fark belirginleşir.

---

Aylin'in Duygusal Düşünceleri: Bir Kadının Empatik Bakışı

Aylin, aslında tam olarak ne yapması gerektiğini bilmiyor. Üniversiteyi bırakmayı mı yoksa devam etmeyi mi? Her ne kadar pasif öğrenci olmaktan kaygı duysa da, içindeki duygusal fırtına daha yoğun. Ailesinin ona verdiği destek, başarısızlık korkusuyla karışıyor. Aslında, hayatta hiçbir şeyin garantisi olmadığını biliyor. Kendi yaşamının yönünü çizmek, özgür iradesiyle seçimler yapmak istiyor ama en büyük endişesi sevdiklerinin onun başarısızlığını görmesi.

Birçok kadının karşılaştığı bu içsel mücadeleyi, Aylin de yaşıyor. Kaygı ve belirsizlik arasında, özgürlüğünü elde etme arzusu ile ailevi sorumluluklarını yerine getirme arasında sıkışıp kalmış durumda.

Aylin şöyle düşünüyor: "Ya pasif öğrenci kalıp okulda kalmaya çalışırsam ve sonra hiçbir şey yapmadan yıllar geçerse? Kendimi kaybolmuş hissedebilirim, ama bir yandan da hayatımı kaybetmiş gibi hissetmektense, belki de bu geçici çözüm bile iyidir."

Fakat sonra Aylin’in aklına şöyle bir şey gelir: "Ya da belki de en doğrusu, biraz cesaret edip hayatıma yön vermek, belirsizliğe adım atmak ve başarısızlık olsa bile dersler almak…"

---

Emre'nin Stratejik Bakışı: Bir Erkeğin Çözüm Odaklı Düşünceleri

Emre’nin bakış açısı ise daha farklıdır. Aylin’in duygusal endişeleri ona biraz yabancı gelir. O, her şeyi daha çok net bir şekilde görür. Planlı, stratejik ve çözüm odaklıdır. Her zaman bir adım sonrasını düşünür, çünkü geleceği kontrol altına almak onun için önemlidir.

Emre, Aylin’e bir tavsiye verir: “Duygusal kararlar alman seni yanıltabilir. Bizim gibi adamlar her şeyin bir çözümü olduğunu düşünürüz. Eğer pasif öğrenci kalırsan, er ya da geç tecil bozulur. Bu yüzden bir yol seçmen gerek. Eğer askerlikten kaçmak istiyorsan, bunun bir bedeli olacak. Ama ne kadar sağlıklı ve düzgün bir şekilde yoluna devam edebileceğini düşün. Bir yıl daha mı, yoksa bir ömür boyu ertelenmiş mi kalacaksın?”

Emre’nin akılcı ve stratejik yaklaşımı, Aylin’in kalbini biraz daha karıştırır. Sadece duygusal değil, mantıklı da bir çözüm bulmak istiyordur. Emre’nin bakış açısına göre, belirsizlik ona hiçbir şey kazandırmayacaktır. Yola çıkmak ve ne olursa olsun bir karar almak, ona göre en doğru yoldur.

---

Ve Sonunda Bir Karar: Duygularla Akıl Arasında

Aylin ve Emre’nin arasında geçen bu konuşma, aslında hayatın ne kadar zıt kutuplardan oluştuğunu bir kez daha gösteriyor. Aylin’in duygusal, ilişkisel ve empatik yaklaşımı ile Emre’nin analitik, stratejik ve çözüm odaklı yaklaşımı, ikisinin de birer doğru olduğunu kanıtlıyor. Aylin kararını verirken, Emre’nin de haklı olduğu noktalara saygı duyuyor. Fakat bir kadının kalbinde, her kararın duygusal bir bedeli vardır.

Aylin sonunda şunu kabul eder: "Belki de hayatımda ne olursa olsun, başkalarının benim için doğru bildiği şeylerle değil, kendi iç sesimle ilerlemeliyim. Emre’nin söylediği gibi, belki de kaybedeceğim bir şey yok, sadece kaybolduğum bir yol var."

---

Hikayenin Ardında Ne Vardı?

Hikayeyi bitirdikten sonra belki de aklınızda şöyle bir soru belirebilir: "O zaman pasif öğrenci tecil bozulur mu?" İşte bu, herkesin kendi hayat yolunu çizdiği gibi, farklı sonuçlara varabilecek bir mesele. Aylin’in yaşadığı duygusal belirsizlik ve Emre’nin mantıklı çözüm önerisi, aslında konunun çok boyutlu bir yapıda olduğunu gösteriyor.

Hikayemdeki bu karakterlerin düşünce süreçlerinden biri size yakınsa, belki de sizin de benzer bir konuda yaşadığınız kararsızlıkları hatırlarsınız. Peki, sizin bakış açınız ne olurdu? Duygusal mı yoksa mantıklı bir yaklaşımı mı tercih ederdiniz?

---

Sevgili forumdaşlar, bu konuyu sizlerle paylaştım çünkü her birimizin içinde farklı bir Aylin ya da Emre var. Belki de hepimiz bu dengeyi kurmaya çalışıyoruz. Bu durumda tecil meselesi sadece bir başlangıçtır, ancak nasıl bir yol izlediğimiz, hayatımızı nasıl şekillendirdiğimizi belirleyecektir.

Yorumlarınızı, düşüncelerinizi bekliyorum.