Do ve does hangi zaman ?

Damla

New member
“Do” ve “Does” Hangi Zaman? Yanlış Sorudan Doğru Cevap Çıkmaz

Selam forumdaşlar,

Baştan söyleyeyim: “Do ve does hangi zaman?” sorusu, İngilizce öğretimimizin yıllardır taşıdığı bir bagaj. Bu soru yanlış kuruluyor; çünkü “do/does” bir zaman değil, yardımcı fiil. Soruyu yanlış kurunca cevaplar da kartopu gibi büyüyen hatalara dönüşüyor: “Do present simple’dır, does da üçüncü tekil present simple.” Tamam, günlük pratikte iş görüyor gibi; ama bu cümle, dilin mantığını gölgeleyip bizi ezbere mahkûm ediyor. Gelin, konuyu masaya yatırıp gereksiz ezberi atalım, yerine anlayışı koyalım.

Temel İlke: “Do/Does” = Zaman Değil, “Do-Support” Mekanizması

“Do/does”, İngilizcedeki do-support denilen yapının parçasıdır. İngilizce basit geniş zamanda (simple present) sorular ve olumsuzlar kurarken, cümlede ayrı bir yardımcı fiil yoksa “do” ailesi devreye girer:

- Affirmative: I work.

- Negative: I do not work.

- Interrogative: Do you work?

Üçüncü tekil özne gelince “does” kullanılır ve ana fiil yalın kalır: She does not work / Does she work? Zaman, bu cümlelerde “do/does” ile değil; fiil çekim eksikliği (yalın gövde) ve zaman zarfı/alışkanlık anlamı ile anlaşılır. Yani “do/does” zamanı “taşımaz”, sadece zamanın ifade edilmesine aracılık eden iskeleyi kurar.

Neden “Hangi Zaman?” Sorusu Başımıza Dert Açıyor?

Çünkü “hangi zaman” diye sorduğumuz anda odağımızı işlevden etikete kaydırıyoruz. “Do = present simple” deyince öğrenci şu hatayı yapıyor: “Past simple soru yaparken did kullanalım ama ana fiile de -ed basalım.” Sonuç: Did you worked? Yanlış. Do-support mantığını anlayan biri biliyor ki:

- Past soru/olumsuz: Did you work? / I didn’t work.

- Present soru/olumsuz: Do you work? / I don’t work.

Zaman işaretini yardımcı fiilin çekimi üstlenir; ana fiil yalın kalır.

“Do”nun Başka Rolleri: Vurgu, Yer Tutucu, Ana Fiil

“Do” sadece soru/olumsuz kurmaz.

1. Vurgu (emphatic do): I do understand your point. (Gerçekten anlıyorum.)

2. Yer tutucu (pro-verb): I like jazz and so does she. / He plays the guitar and I do too.

3. Ana fiil: I do my homework. Burada “do” artık yardımcı değil, sözlük anlamıyla “yapmak”.

Bunlar gösteriyor ki “do/does” bir “zaman etiketi” değil; farklı görevler alabilen çok amaçlı bir araç.

Basit Geniş (Simple Present) = Hep Şimdiki Zaman Değil

Türkçedeki “şimdiki zaman” algısı, İngilizcedeki simple present’a yapışınca kafa karışıyor. Simple present alışkanlıklar, genel doğrular, programlı gelecek gibi alanlarda çalışır:

- Water boils at 100°C. (Bilimsel gerçek)

- I do yoga on Mondays. (Rutin)

- The train doesn’t leave at 7; it leaves at 7:15. (Takvimli plan)

Anlık/şu anda oluyorsa present continuous gelir: I am working now. Dolayısıyla “do/does = şimdiki zaman” ezberi, daha ilk virajda savrulur.

Erkeklerin Stratejik-Problem Çözme, Kadınların Empatik-İlişki Odaklı Yaklaşımı Nasıl Tamamlar?

Forumdaki deneyimim şu: Bazı erkek kullanıcılar, bu konuyu adım adım çözüm şeklinde yapılandırıyor; net kurallar, kısa yollar, hata avcılığı:

- “Soru/olumsuzda yardımcı fiil çekimli, ana fiil yalın.”

- “3. tekilde does, ana fiil -s almaz.”

- “Geçmişte did, gelecek için do/does yok; will var.”

Bu strateji netlik sağlıyor, hata oranını düşürüyor. Ama tek başına kalırsa, dilin insanî bağlamını ıskalıyor.

Bazı kadın kullanıcılar ise konuyu empatik ve kullanım odaklı okuyor: “Bu kalıp hangi duyguyu taşır?”, “Ne kadar resmi/samimi?”, “Bu soru tonu karşıyı nasıl hissettirir?” Mesela Do you understand? ile Are you following me? arasında nüans; ilki daha sınayıcı, ikincisi daha kapsayıcı hissedilebilir. Bu yaklaşım, dili ilişki kurma aracı olarak görmeyi sağlıyor.

İkisini birleştirince altın oran yakalanıyor: Stratejiyle hata payını sıfıra yaklaştır, empatiyle iletişimi güçlendir.

Sık Düşülen Tuzaklar: Küçük Görünüp Büyük Hasar Verenler

1. “Does + fiil -s”: She does plays yanlıştır; doğrusu She does play.

2. “Did + V2”: Did you went? değil, Did you go?

3. Kısa Cevap Tutarsızlığı: Do you like it? — Yes, I do. / Does she like it? — Yes, she does.

4. Ana Fiille Karışıklık: What do you do? (Mesleğin ne?) sorusunu “Şimdi ne yapıyorsun?” sanmak.

5. Negatif Emir: Emir kipi normalde do almaz; ama olumsuz emirlerde alır: Don’t touch that! (Buradaki “do” destek görevi görür.)

Kural mı, Kullanım mı? Öğretimdeki Kör Noktalar

Test odaklı yaklaşım “kutucuk doldurmayı” ödüllendirdiği için, “do/does” kalıpları şeklen öğreniliyor, işlevi es geçiliyor. Hâlbuki bir dil, yapı + bağlam + niyet üçgenidir.

- Yapı: Do/does soru/olumsuz iskelesi.

- Bağlam: Rutin mi, genel doğru mu, ton ne?

- Niyet: Vurgu mu istiyorum (I do care), yoksa yumuşak bir kontrol mü (Do you mind…)?

Kuralı bilmek başlangıç; kullanım sezgisi ise ustalık.

İlerisi İçin Köprü: “Do” ile “Yardımcılar Ekosistemi”

“Do/does”i doğru kavrayan biri, yardımcı fiiller ekosistemine daha rahat açılır: be, have, will, would, can, should… Zaman/kip/edilgen/vurgu ilişkileri tek tek ezber yerine sistem olarak görülebilir:

- Do yoksa: Çünkü başka bir yardımcı zaten var (She is reading — soru için Is she reading?).

- İki yardımcı çakışmaz; sistem en ekonomik çözüme gider.

- Vurgu istediğinde “do” geri çağrılır: I do want to go, but…

Provokatif Sorular: Tartışmayı Alevlendirelim

1. “Do/does hangi zaman?” diye sormak, bizi ezbere mahkûm eden pedagojik bir hata mı? Hâlâ bu soruyu ders kitaplarında görmeli miyiz?

2. Kuralları stratejik ezberlemek (erkekçe yaklaşım) mı daha hızlı sonuç verir, yoksa bağlamı hissederek içselleştirmek (kadınca yaklaşım) mı kalıcı öğrenme sağlar? Neden ikisini aynı anda yapmıyoruz?

3. Sınav sistemimiz, “do-support” gibi işlevsel kavramları test edebilecek incelikte mi, yoksa hâlâ “boşluk doldur” seviyesinde mi?

4. Emphatic do gibi nüanslar, konuşma tonunu nasıl değiştirir? “I do agree” ile “I agree” arasında hangi sosyal mesajlar gizli?

5. Türkçedeki zaman algımız İngilizceyi öğrenirken en büyük engel mi? “Şimdiki zaman ≠ simple present” gerçeği sınıfta kaç kere ve nasıl vurgulanmalı?

Son Söz: Etiketleri Bırak, İşlevi Yakala

“Do/does hangi zaman?” diye ısrar etmek, motor kaputuna bakıp arabanın rengini tartışmaya benziyor. Renk göz alıcıdır; ama arabayı yürüten mekanizmadır.

İngilizcede mekanizma şunu söyler: “Yardımcı fiil zamanı/kipi taşır, ana fiil yalın kalır; soru ve olumsuzda do-support devreye girer.”

Stratejik akıl hatayı azaltır, empatik akıl anlamı büyütür. İkisini birleştirdiğimizde, “do/does” artık bir ezber değil; konuşmanın akışında yerini bulan bir araç olur.

Hadi şimdi sahne sizde: Kuralcı mı, bağlamcı mı, yoksa ikisinin sentezi mi? Tartışmayı ateşleyin; ama önce şu soruya dürüstçe cevap verin: Sizce yanlış sorularla doğru dile varılır mı?