Sensedim eski Türkçe ne demek ?

Sevval

New member
“Sensedim” Eski Türkçe Ne Demek? Farklı Yaklaşımlar Üzerine Diyalog Daveti

Merhaba forumdaşlar! Dil konularında farklı açılardan bakmayı seven biri olarak, bugün kulağa hem tanıdık hem yabancı gelen bir sözcüğü masaya yatıralım istiyorum: “sensedim.” Kimimiz bunu sosyal medyada şaka yollu kullanımlardan, kimimizse “eski Türkçe karşılığı var mı?” diye soranlardan duymuş olabilir. Benim niyetim, tek bir doğruya bağlanmaktan ziyade, farklı yorumları yan yana getirip tartışmayı derinleştirmek. Üstelik bu başlıkta hem daha veriye/nesnelliğe yaslanan (çoğu zaman erkek forumdaşlarımızın tercih ettiği) hem de duygusal-toplumsal etkileri öne çıkaran (çoğu zaman kadın forumdaşlarımızın tercih ettiği) bakışları buluşturmak istiyorum. Elbette bu eğilimler herkesi kapsamaz; ama tartışmayı zenginleştirici iki eksen olarak işimizi görebilir.

---

Bir Kelimenin Çoklu Hayatı: “Sensedim” Nereden Geliyor?

İlk durak: yazım. “Sensedim” biçimi kulağa hem Türkçe hem de İngilizce dokunuşu almış gibi geliyor. Güncel Türkçede “hissetmek” fiilinin yerine zaman zaman esprili biçimde “sense etmek” denir; oradan da “sensedim” (I sensed) türetilir. Bu, kimilerince dilsel bir oyun; kimilerince dildeki İngilizce etkisinin doğal bir yansıması. Diğer yandan bazı kullanıcılar bu yazımı, “sezdim” (Türkçe kökenli “sez-” fiili) ile ilişkilendiriyor: “sezdim”e bir n harfinin yanlışlıkla eklenmiş hali sanki. Üçüncü bir görüş, Azerbaycan Türkçesi ve yazı alışkanlıklarını işaret ediyor: “səni sevdim” (seni sevdim) gibi bitişik/eksik boşluklu yazımların sosyal medyada “sensedim” benzeri görüntülere yol açabileceğini söylüyor.

Kısacası, “sensedim” tek bir kökten değil, birden çok olası kaynaktan besleniyor olabilir.

---

“Eski Türkçe” ve Anlam Aralığı: Sezdim mi, Hissettim mi, Sandım mı?

“Sensedim eski Türkçe ne demek?” sorusu, aslında iki kapıyı aralıyor:

1. “Sensedim”in bugün kullandığımız biçimine eski Türkçe (ör. Eski Türkçe/Göktürkçe, Eski Uygurca, erken dönem yazı dili) karşılık aramak.

2. “Sensedim” ile hangi anlam hedefleniyorsa onun eski Türkçedeki karşılığını bulmak.

Anlam hedefi “hissettim” ise, Osmanlıca/klasik metinlerde “hiss eyledim / hissettim” çizgisi görülür; daha eski katmanlarda Arapça kökenli “his” yoktur, ama Türkçe kökenli “sez-” fiili (sezmek) “anlamak, fark etmek, keşfetmek” alanında eskiden beri vardır. Bu durumda “sezdim”, tarihsel sürekliliği olan, bugün de yaşayan güçlü bir aday.

Eğer hedef anlam “zannettim/sandım” ise, eski ve orta dönem metinlerinde “san-” kökünden türeyen biçimler (sandım, sanurdum) yaygındır. Dolayısıyla “sensedim”in bir yanlış ayrışma ya da telaffuz kaymasıyla “san(d)edim” gibi algılanması da mümkün. Kısaltılmış biçimler (sandım → sandım/sanmıştım → sandiydim) lehçelerde çeşitlenir; bu çeşitlilik, “sensedim” gibi kulağa kaymış formları sosyal medyada üretmeye elverişli.

Özetle, anlam hedefi belirlenmeden kesin bir “eski Türkçe karşılık” vermek kolay değil. “Hissettim”e karşılık arıyorsak “sezdim” (Türkçe kökenli), “zannettim”e karşılık arıyorsak “sandım/sandım ki” hattı öne çıkar.

---

Erkeklerin Veri Odaklı, Kadınların Toplumsal Etki Odaklı Yaklaşımları: Nasıl Buluşur?

Forumda sık gördüğümüz iki eğilimi burada somutlaştıralım:

- Nesnel/Veri Odaklı (çoğunlukla erkek üyelerimizin) yaklaşım: Bu hat, etimoloji, metin örnekleri, tarihî sözlükler ve lehçe karşılaştırmalarından yola çıkar. Argüman genellikle şöyle kurulur: “sensedim güncel bir melez biçim; ‘sense etmek’ten gelir; eski Türkçede doğrudan karşılığı yoktur; hedef anlam ‘hissettim’ ise en yerli ve eski devam ‘sezdim’dir.” Hatta bu yaklaşım, yazım hatası/klavye alışkanlığı kanıtları (sosyal medya taramaları, n-ş, s-z ses benzeşmeleri) gibi emsel veri sunarak fikrini güçlendirir.

- Duygusal/Toplumsal Etki Odaklı (çoğunlukla kadın üyelerimizin) yaklaşım: Bu hat, kelimenin kullanım bağlamına bakar: “İnsanlar ‘sensedim’ derken çoğu kez ince bir duygu gölgesi aktarıyor: sezgi, içgüdü, bir anlık fark ediş.” Bu açıdan, tarihsel doğruluktan ziyade, kelimenin topluluk içinde yarattığı çağrışım önemlidir. “Hissettim”in nüanslarına en yakın duran, daha sıcak ve içe dönük bir karşılık olarak “sezdim” önerisi bu bakışla da örtüşür; çünkü “sezmek” bir tür içten gelen anlama duygusu taşır.

Bu iki çizgi birbirini dışlamak zorunda değil. Veri bize yol gösterir; duygusal-toplumsal bağlam ise kullanımın niyetini ve etkisini anlamamıza yardım eder.

---

Alternatif Senaryolar: “Səni sevdim”den “sensedim”e, “sen sevdin”den Yazım Birleşmesine

- Azerbaycan Türkçesi izi: “səni sevdim” ifadesi hızlı yazımda, sesli harf düşmeleri ve boşluk kayıplarıyla “sensedim” görünümü alabilir. Bu, anlamda ciddi bir sapmaya yol açar: “səni sevdim” → “seni sevdim.” Burada “sensedim”, “hissettim” değil, “seni sevdim” demektir.

- Türkçe hızlı yazım/birleşme: “sen sevdin” ifadesinin sesli harf ve ünsüzlerin eklemlenmesiyle “sensedin/sensedim” türü tipografik taşmalar oluşabilir. Bu, “yanlış okuma” kaynaklı bir sapma doğurur.

Bu alternatifler bize şunu hatırlatıyor: Bağlam ve cümle içi işlev, tek bir kelimenin anlamını kökten değiştirebilir.

---

Kullanım Kılavuzu: Hangi Bağlamda Hangi Karşılık?

1. Eski Türkçe (Türkçe kökenli) bir karşılık istiyorsanız: “Hissettim” nüansına en yakın “sezdim.”

2. Osmanlıca/klasik dil etkisiyle yazmak istiyorsanız: “Hissettim” yerine “hiss eyledim / hissettim” (Arapça kökenli “his”).

3. “Zannettim” anlamıysa hedef: “sandım, sandım ki” çizgisi tarihsel ve yaşayan bir çözüm.

4. Azeri bağlamı ihtimali varsa: “səni sevdim” ile karışıklığa dikkat; anlam bambaşkadır.

5. Güncel mizah/dil oyunu olarak kalacaksa: “sensedim” anlaşılır, ama resmî/akademik metinlerde kaçınmak yerinde olur.

---

Forum Tartışmasını Açacak Sorular

- Sizce “sensedim” dendiğinde Türkçe kulakta ilk yankı “sezdim” mi, “hissettim” mi, yoksa “sandım” mı oluyor?

- Erkek forumdaşlarımızdan ricam: Etimoloji sözlükleri, tarihî metinlerden örnek mısralar veya lehçe kayıtlarıyla veri tabanlı bir karşılaştırma sunabilir misiniz?

- Kadın forumdaşlarımızdan ricam: “sensedim”in size çağrıştırdığı duygusal ton nedir? “Sezdim” mi daha sıcak geliyor, yoksa “hissettim” mi?

- Azerbaycan Türkçesi ya da başka lehçelerle teması olanlar: Sosyal medyada boşluk düşmesi nedeniyle ortaya çıkan benzer karışıklıklara denk geldiniz mi?

- Öğretmenler/öğrenciler: Sınıf içinde “sensedim” gibi melez/dil oyunlu formlar, öğrenmeyi teşvik eden bir merak mı uyandırıyor, yoksa yazım alışkanlıklarını zorlayan bir karmaşa mı yaratıyor?

---

Sonuç: Verinin Soğukkanlılığıyla Duygunun Sıcakkanlılığını Buluşturalım

“Sensedim” tek başına bir “eski Türkçe” kelime değil; ama anlam hedefi doğru saptandığında eski ve yerli karşılıklar bulmak mümkün. “Hissettim” hattında “sezdim” (Türkçe kökenli) tarihsel sürekliliğin güzel bir temsili; “zannettim” hattında “sandım/san(d)ım ki” sağlam bir seçenek. Günümüz dilinde ise “sensedim”, oyunbaz ve melez bir iz bırakıyor; kimine göre yaratıcı, kimine göre gereksiz. Bence güzel olan, bu çeşitliliğin bizi zenginleştirmesi: veri odaklı okuma bize doğru tarihi zemini verirken, duygusal-toplumsal okuma dilin canlılığını, nüanslarını ve topluluk içi etkisini görünür kılıyor.

Şimdi söz sizde: Kendi deneyimlerinizi, duyduğunuz örnekleri, sınıfta/işte yaşadığınız dil anlarını paylaşır mısınız? Belki birlikte, “sensedim”in hangi bağlamlarda hangi karşılığa en iyi yaklaştığını netleştirir; hem kalbimizin hem de sözlüklerimizin anlaştığı ortak bir sezgi noktası yakalarız.